Kitap okumayı sever misiniz ? Bu blog’a göz gezdiriyorsanız cevabınız muhtemelen evet olacak. Ben taparım. Belki tek çocuk olmanın da etkisiyle küçüklüğümden beri kitaplar bana arkadaş / kaçılacak dünya, kitapçılar da Alaadin’in sihirli mağarası gibi gelirdi. Neil Gaiman’ın dediği gibi vaktimin çok büyük bir bölümü okuduğum kitapların içinde geçerdi.

Hala da kitapçı gezmeyi, kitapları ellemeyi, kokularını içime çekmeyi çok severim. Tabii herkes gibi ben de pandemi döneminde kitapçılarda raflarla arama sosyal mesafe koyup kitaplarla bakışmaya başladım. Uzaktan seçtiğim kitabı tek hamlede kapıp hızlıca kasaya giderken bir taraftan da kolonya ile dezenfekte faslı falan, bir baktım kitap satın almak da detaylı planlama gerektiren aktiviteler arasına girmiş.
Son yıllarda okuma alışkanlığım değişmese de kitap satın alma adetlerim değişti, hele pandeminin de etkisiyle dijital platformlar bir numaralı ‘kitapçım’ halini aldı. Ama asıl fark okuduğum kitapların formatında oldu. Son on yıldır satın aldığım e-kitap sayısı, basılı kitabın çok çok üstüne çıktı.
E-Kitap vs baskı kitap karşılaştırmasına gelecek olursak, benim için baskı kitabın yerini hiç bir şey alamaz. Yeni bir kitabı elime aldığımda duyduğum zevk, beğendiğim satırların altını çizip notlar almak, arada daha önce okuduğum bir kitabı karıştırıp beğendiğim pasajları tekrar okumak benim vazgeçilmezlerim. Ödünç alınıp verilebilir, şarjı bitmez, kitapçılarda saatlerce vakit öldürebilirsiniz, kimsecikler bir şey demez. Hele bir de rahat koltukları ve kahvecisi varsa.
Kütüphane nasıl yerleştirilmeli konusuna ise hiç girmeyelim, yoksa bu yazı bitmez.

Öte yandan özellikle seyahatlerde yanımda kilolarca kitap taşımamak, merak ettiğim bir kitabı hemen indirip okuyabilmek ve kütüphanemin büyük bir bölümünü cebimde taşıyabilmek de e-kitapların dayanılmaz avantajları.
Bir de son yıllarda çıkan seri kitap modası da bence e-kitaba talebi arttırdı. Bir kitap okuyup bitiriyorsunuz, bir bakıyorsunuz meğer serinin ara kitabıymış. Beğendiyseniz yandınız, kolaysa öncesini ve sonrasını ara. Onun yerine bir kaç klikle kitap(lar) elinizde.

E-Kitabın hala çok yaygınlaşamamasının önündeki en önemli problemler maliyet, içerik ve dijital korsanlık gibi duruyor. En ucuz e-reader 1000 TL’den başlıyor, model ve aksesuarlarıyla 5000 TL’ye kadar gidebiliyor. E-reader ekranı kaliteli olacak, yoksa kitap okumak zevkten çok ızdıraba dönüşebiliyor, bozulan gözler de cabası. Hadi bu ilk yatırımı yaptınız, e-kitaplar ile basılı kitaplar arasındaki fiyat farkı marjinal. İstediğiniz her kitabı bulacaksınız diye bir garanti zaten yok. Dolayısı ile fazla seyahat etmeyen ve daha çok Türkçe kitap okuyan bir okursanız, e-kitap tercih etmemekte çok da haksız değilsiniz.
İnternet özellikle yabancı dil kitap okumayı sevenler için bir cennet. Pek çok kitaba ücretsiz ya da küçük bir abonelik ödeyerek ulaşabiliyorsunuz. Bunlardan en kapsamlılarına bir kaç örnek Project Gutenberg, ve OpenLibrary. Sakın dijital korsan reklamı olduğunu düşünmeyin, bu benzeri siteler ya copyright hakları geçmiş kitaplara erişim sağlıyor, ya da kütüphaneler gibi kitapları ödünç alma olanağı veriyor. Aynı kalitede olmasa da Amazon ve Apple Books sitelerinde de ücretsiz kitaplar bulabilirsiniz.
Ben daha çok yabancı dilde kitap okuyan, çok seyahat eden, gözleri hala sağlamca bir okur olduğumdan e-kitapsız yapamayanlardanım. Kitapları da çoğunlukla tabletime indirdiğim uygulamalarla okuyorum, eğer istersem cep telefonumdan da aynı kitabı bıraktığım yerden okumaya devam edebiliyorum. En çok kullandığım uygulamalar ise Kindle ve Apple Books.

Bu aralar en büyük şikayetim Türk yazarların kitaplarına e-kitap olarak ulaşmanın göreceli olarak zorluğu. Bu konuda Storytel şaşırtıcı bir şekilde imdadıma yetişti; e-kitap olarak satın alamadığım bir sürü eseri Storytel’de bulup dinledim ya da okudum.
Tabii Storytel gibi sesli kitap uygulamalarının en iyi tarafları trafikte, yürüyüş yaparken ya da yemek hazırlarken arada kitap bitiriyor olmak. Ben buna ‘farketmeden kültürlenmek’ diyorum. Çok farkında değildim ama sesli kitap için de çok fazla uygulama geliştirilmiş. Bütün akıllı telefonlarda dinlenebilecek uygulamalara şöyle bir göz attım. Fiyat – (Türkçe) içerik oranına göre bence en iyileri aşağıda bulabilirsiniz.
Pandemi döneminde yaptığım şeylerden biri de bir kitap yazmak oldu. ( Yayy ! Neyse, bu başka bir yazının konusu). Ama o kitap sayesinde yayıncılarla görüşürken en şaşırdığım konu hepsinin tekliflerinde e-kitap da olmasına rağmen, standart baskıya öncelik vermeleri ve e-kitabı benim gibi ilk kez kitap yazanlara önermemeleriydi. Nedenini sorduğumda en çok aldığım cevaplar talep azlığı ve dijital korsanlar ile savaşmanın maliyeti oldu. Hemen hepsi standart baskıyla e-kitap arasında en az altı ay beklememi önerdi.
Ben de daha kitabını eline alamasa da (pek yakında !!) çiçeği burnunda bir yazar olarak merak edip araştırdım. Türkiye Yayıncılar Birliğinin son raporuna göre :
- Satın alma alışkanlıklarımız da değişmiş, online alışveriş sitelerinden satın alınan kitap oranı hemen hemen iki katına çıkmış.
- En çok ne okuyoruz diye merak ediyorsanız, araştırma, inceleme, kişisel gelişim tarzı kitapların pasta payı 23%. Roman ve edebiyat 6%’larda. (Kendime not : insan birşey yazmadan çoğunluk ne okuyor diye bakar di mi ?)
- 2020’de basılı kitap adedinde 14.5% lik bir artışla toplam basılan yeni kitap sayısı 78.500 olmuş.
- Ne güzel diye sevinmeyin, geçen seneki satışların yaklaşık 40% ‘ ını ders kitapları ve akademik yayınlar oluşturuyor.
- İthal kitaplar toplamın 20% . Onlardaki asıl zıplama dijital kitap ve dijital veri tabanı aboneliklerinde olmuş. Muhtemelen pandemi etkisi.
- E-Kitap ve sesli kitapların toplama göre oranı 14% olmuş ki bu da 2019’a göre tam 33%’ lik bir büyüme demek. Diğer ülkeler bu konuda ne durumda diye şöyle bir baktım, mesela ABD piyasası geçtiğimiz yıl 12.5% büyümüş.

Bizde bir laf vardır ya, genelde meyhanelerde vatanı kurtarırken söyleriz ‘okumuyoruz ağbi’ diye. Çok yanlış değil, geçen sene kişi başına düşen kitap sayısı 8 olmuş.
Yine de 2016 yılına ait alttaki görselde Almanya, İspanya gibi ülkelerin önünde olmak da beni çok şaşırttı. Pandemi ve neden olduğu ekonomik problemler bu rakamları nasıl etkiledi, merak ediyorum.



Antik dünyanın en zengin kütüphanelerinden biri olan Efes Celsus Kütüphanesinin bu topraklarda inşa edildiğini hatırlamak bende bir süreklilik duygusu uyandırıyor. İnsanlık parşömenlerden cepte taşınan dijital ve sesli kitaplara gelmiş, ama bilgiyi paylaşmaktan hiç vaz geçmemiş.

Sizin okuma alışkanlıklarınız ne alemde ?
Eline sağlık, ben hala geçemedim e- kitap/ sesli kitap dünyasına, türkçe okur olup nisbeten kısıtlı bir dünyada kalmak zor.
LikeLike
🥰 teşekkürler Ekremcim.
LikeLike
Şahane bir yazı olmuş. Ben kitabımı her türlü tercih ederim. Tamamiyle içinde bulunduğum duruma bakar. Spor yapıyorsam, yürüyorsam hatta yemek yapıyorsam sesli kitap tercihim. Seyahatteysem e-kitap. Evdeysem, güzel bir kahve ile sayfaları koklayarak, elimde hissederek okumayı tercih ederim. Kitapsız bir hayatı düşünemiyorum…
LikeLike
Çook teşekkürler.
LikeLike